Ünlü Arıcılık

1972 Yılından bu zamana bir Emekli Öğretmenin emeği ve üretim gücü

Arılar Sessiz Kahramanlar

Arılar, doğanın sessiz kahramanlarıdır. Kendi başlarına sessiz bir şekilde çalışarak, bitkilerin çiçeklerini dolaşır ve bitkilerin üremesi için gereken polenin taşınmasını sağlarlar. Bu çalışma, dünya ekosisteminin dengesini korumak için kritik bir rol oynar. Arılar, doğal döngüyü sürdürmekte ve tarım ürünlerinin verimliliğini artırmakta önemli bir görev üstlenirler.

Gezgin Arıcılık Nedir ?

Gezgin arıcılık, arı kovanlarını mevsimlere göre farklı bölgelere taşıyarak daha verimli bal üretmeyi amaçlayan bir yöntemdir. Bu sayede arılar, çeşitli çiçeklerden nektar toplayarak balın kalitesini ve lezzetini artırır. Aynı zamanda, arıların sağlığı korunur ve hastalık riskleri azaltılır. Gezgin arıcılık, arıların doğal yaşam döngüsüne uyum sağladığı için polen çeşitliliğini ve üretim verimliliğini artırır. Bu yöntemle arıcılar, farklı iklim ve bitki örtüsünden yararlanarak, bal, polen ve diğer arı ürünlerini sürekli ve kaliteli bir şekilde üretebilirler. Antalya gibi zengin bitki örtüsüne sahip bölgelerde bu yöntem özellikle başarılıdır.

Ünlü Arıcılık

Hakkında

Ünlü Arıcılığa Nasıl Başladım ve Nasıl Geliştirdim

Ben emekli öğretmen Ramazan Ünlü. Antalya-Korkuteli-Yazır köyünde, 14 çocuklu bir aileden gelen, küçük yaşta Aksu Öğretmen Okulu’na seçilerek gönderilen şanslı bir bireyim.

Okulumuz yatılı olunca, ikinci ana kucağı gibi büyüdüm, okudum ve yaşadım. Zaman zaman ağlayıp özlem duysak da, güzel şeyler öğrendik, yaşadık ve uyguladık. Bunlardan biri de arı bakımıydı. Kimse cesaret edemezken ben okulun arılarına bakardım. Birçok dalda iyiydim ve bunlardan biri de resimdi. Hâlâ okulun duvarlarında asılı olan resimlerimi gördükçe o günlerimi yad ediyorum. Bu cesaretli ve başarılı yanlarım, beni okul üçüncülüğüne taşıdı.

Okuldan mezun olduktan sonra doğruca köye gittim. Yaz işleri köyde yoğundu. Yüksek öğretmenliğe seçilmiştim ancak bana katılım süresi geçtikten sonra haber ulaştı. O şansımı kaybettim. Tayinim Kayseri-Palas-Sarıoğlan köyüne çıktı. Orada tecrübeli bir öğretmen ağabeyim bana çok güzel kılavuzluk etti. Okulun her işini ikimiz yapardık. Ben genç ve dinamik bir delikanlıydım, ağabeyime de iyi geliyordum demek ki. Oradan tayinim Çorum’a çıktı. Biraz daha Türkiye’nin farklı yerlerini tanıdıktan ve Manisa’da kısa dönem askerlik yaptıktan sonra Antalya-Döşemealtı-Çığlık köyüne geldim.

Ünlü Arıcılığa Nasıl Başladım ve Nasıl Geliştirdim

Ben emekli öğretmen Ramazan Ünlü. Antalya-Korkuteli-Yazır köyünde, 14 çocuklu bir aileden gelen, küçük yaşta Aksu Öğretmen Okulu’na seçilerek gönderilen şanslı bir bireyim.

Okulumuz yatılı olunca, ikinci ana kucağı gibi büyüdüm, okudum ve yaşadım. Zaman zaman ağlayıp özlem duysak da, güzel şeyler öğrendik, yaşadık ve uyguladık. Bunlardan biri de arı bakımıydı. Kimse cesaret edemezken ben okulun arılarına bakardım. Birçok dalda iyiydim ve bunlardan biri de resimdi. Hâlâ okulun duvarlarında asılı olan resimlerimi gördükçe o günlerimi yad ediyorum. Bu cesaretli ve başarılı yanlarım, beni okul üçüncülüğüne taşıdı.

Okuldan mezun olduktan sonra doğruca köye gittim. Yaz işleri köyde yoğundu. Yüksek öğretmenliğe seçilmiştim ancak bana katılım süresi geçtikten sonra haber ulaştı. O şansımı kaybettim. Tayinim Kayseri-Palas-Sarıoğlan köyüne çıktı. Orada tecrübeli bir öğretmen ağabeyim bana çok güzel kılavuzluk etti. Okulun her işini ikimiz yapardık. Ben genç ve dinamik bir delikanlıydım, ağabeyime de iyi geliyordum demek ki. Oradan tayinim Çorum’a çıktı. Biraz daha Türkiye’nin farklı yerlerini tanıdıktan ve Manisa’da kısa dönem askerlik yaptıktan sonra Antalya-Döşemealtı-Çığlık köyüne geldim.

Evlenme zamanım da gelmişti. Ben kafamın uyuşabileceği bir öğretmen eş ararken, babam her fırsatı değerlendiriyordu. Sonunda Döşemealtı-Kovanlık köyünde çalışan, idealist bir öğretmen olan eşimle hayatlarımızı birleştirdik. Eski okulu lojmana çevirerek başladık.

Köyde pamuk, susam, ayçiçek, fıstık gibi ekimler yapılıyor ve arıcılık az sayıdaydı. Her evde hayvancılık yapılması gerekiyordu. Köyden arıcılık kursu talebi gelmeye başladı. Ben de okul müdürü olarak talepte bulundum. Neredeyse 40-50 kişi kursa katıldı ve belgelerini aldı. Bu sırada müfettişlerimiz okulu senede bir veya birkaç kez ziyaret ediyordu. Bir müfettiş bana, “Türk Milli Eğitimi adına her şeyi yapmışsın, kendin için ne yaptın?” diye sorduğunda, düşündüm ve koca bir hiç olduğunu fark ettim. Bir dahaki gelişlerinde bu durumu kesinleştirmemiz gerektiğini söylediler ve gittiler. Eşimle düşündük, bir öğretmenin yapabileceği ancak arıcılık olabilirdi.

Köyümüzde arısı olan Sinan Amca’yla 10 arı için 1000 TL’ye anlaştık. Müfettişler sevindiler ve heyecanlandılar. Yıl 1973. O günden bugüne aralıksız devam ediyorum. Birçok arıcı dostum ve arkadaşım oldu. Herkesin şikâyeti arıcılığın sahipsiz olmasıydı. Bu amaçla kolları sıvadık ve 10 kişi ile Antalya Arıcılar Birliği’ni (AYBİR) kurduk. Zorlandık ama başardık. En azından arıcılarımızın sözü dinlenmeye başlandı. Makul fiyatlara ihtiyaçları gideriliyordu. Arı ve arı ürünleri satılıyordu. En azından arının ve balın ne olduğunu anlatan birileri vardı. Elimden geldiğince arı yetiştiriciliği, arı ve arı ürünleri yetiştirmede yararlı olduğuma inanıyorum.

Arıcı dostlarıma tavsiyelerim şunlardır:

  • Araştırın, inceleyin, titizlikle uygulayın (arı bakımında).
  • Ürettiğiniz ürünü, kendiniz tüketecekmiş gibi üretin.
  • Bitki bilimci olun, doğayı tanıyın.
  • Bu işi istekle, zevkle ve bilimin ışığında gençlere öğretin.
  • Bildiklerinizi mezara götürmeyin.
  • Dünyamızın ve ülkemizin arıya ve arıcılığa ihtiyacı var.

Hiçbir enzime ihtiyaç duymadan kana karışan bu mucizeye sahip çıkın. Yoksa arı olmazsa doğa her şeyi toprağa gömer ve dünya yok olur.

Saygılarımla,

Emekli Öğretmen Ramazan Ünlü

Okuldan mezun olduktan sonra doğruca köye gittim. Yaz işleri köyde yoğundu. Yüksek öğretmenliğe seçilmiştim ancak bana katılım süresi geçtikten sonra haber ulaştı. O şansımı kaybettim. Tayinim Kayseri-Palas-Sarıoğlan köyüne çıktı. Orada tecrübeli bir öğretmen ağabeyim bana çok güzel kılavuzluk etti. Okulun her işini ikimiz yapardık. Ben genç ve dinamik bir delikanlıydım, ağabeyime de iyi geliyordum demek ki. Oradan tayinim Çorum’a çıktı. Biraz daha Türkiye’nin farklı yerlerini tanıdıktan ve Manisa’da kısa dönem askerlik yaptıktan sonra Antalya-Döşemealtı-Çığlık köyüne geldim.

Okuldan mezun olduktan sonra doğruca köye gittim. Yaz işleri köyde yoğundu. Yüksek öğretmenliğe seçilmiştim ancak bana katılım süresi geçtikten sonra haber ulaştı. O şansımı kaybettim. Tayinim Kayseri-Palas-Sarıoğlan köyüne çıktı. Orada tecrübeli bir öğretmen ağabeyim bana çok güzel kılavuzluk etti. Okulun her işini ikimiz yapardık. Ben genç ve dinamik bir delikanlıydım, ağabeyime de iyi geliyordum demek ki. Oradan tayinim Çorum’a çıktı. Biraz daha Türkiye’nin farklı yerlerini tanıdıktan ve Manisa’da kısa dönem askerlik yaptıktan sonra Antalya-Döşemealtı-Çığlık köyüne geldim.

Evlenme zamanım da gelmişti. Ben kafamın uyuşabileceği bir öğretmen eş ararken, babam her fırsatı değerlendiriyordu. Sonunda Döşemealtı-Kovanlık köyünde çalışan, idealist bir öğretmen olan eşimle hayatlarımızı birleştirdik. Eski okulu lojmana çevirerek başladık.

Köyde pamuk, susam, ayçiçek, fıstık gibi ekimler yapılıyor ve arıcılık az sayıdaydı. Her evde hayvancılık yapılması gerekiyordu. Köyden arıcılık kursu talebi gelmeye başladı. Ben de okul müdürü olarak talepte bulundum. Neredeyse 40-50 kişi kursa katıldı ve belgelerini aldı. Bu sırada müfettişlerimiz okulu senede bir veya birkaç kez ziyaret ediyordu. Bir müfettiş bana, “Türk Milli Eğitimi adına her şeyi yapmışsın, kendin için ne yaptın?” diye sorduğunda, düşündüm ve koca bir hiç olduğunu fark ettim. Bir dahaki gelişlerinde bu durumu kesinleştirmemiz gerektiğini söylediler ve gittiler. Eşimle düşündük, bir öğretmenin yapabileceği ancak arıcılık olabilirdi.

Köyümüzde arısı olan Sinan Amca’yla 10 arı için 1000 TL’ye anlaştık. Müfettişler sevindiler ve heyecanlandılar. Yıl 1973. O günden bugüne aralıksız devam ediyorum. Birçok arıcı dostum ve arkadaşım oldu. Herkesin şikâyeti arıcılığın sahipsiz olmasıydı. Bu amaçla kolları sıvadık ve 10 kişi ile Antalya Arıcılar Birliği’ni (AYBİR) kurduk. Zorlandık ama başardık. En azından arıcılarımızın sözü dinlenmeye başlandı. Makul fiyatlara ihtiyaçları gideriliyordu. Arı ve arı ürünleri satılıyordu. En azından arının ve balın ne olduğunu anlatan birileri vardı. Elimden geldiğince arı yetiştiriciliği, arı ve arı ürünleri yetiştirmede yararlı olduğuma inanıyorum.

Arıcı dostlarıma tavsiyelerim şunlardır:

  • Araştırın, inceleyin, titizlikle uygulayın (arı bakımında).
  • Ürettiğiniz ürünü, kendiniz tüketecekmiş gibi üretin.
  • Bitki bilimci olun, doğayı tanıyın.
  • Bu işi istekle, zevkle ve bilimin ışığında gençlere öğretin.
  • Bildiklerinizi mezara götürmeyin.
  • Dünyamızın ve ülkemizin arıya ve arıcılığa ihtiyacı var.

Hiçbir enzime ihtiyaç duymadan kana karışan bu mucizeye sahip çıkın. Yoksa arı olmazsa doğa her şeyi toprağa gömer ve dünya yok olur.

Saygılarımla,

Emekli Öğretmen Ramazan Ünlü

Tabii evlenme zamanım da gelmişti. Ben kafamın uyuşabileceği bir öğretmen eş ararken, babam her fırsatı değerlendiriyordu. Sonunda Döşemealtı-Kovanlık Köyü’nde çalışan, oda idealist bir öğretmen olan eşimle hayatlarımızı birleştirdik. Eski okulu lojmana çevirerek başladık.

Köy pamuk, susam, Ayçiçek, fıstık gibi ekimler yapıyor ve arıcılık az sayıda idi. Hayvancılık herkesin evinde olması gerekiyor. Köyden arıcılık kursu talebi gelmeye başladı. Bende okul müdürü olarak talepte bulundum. Neredeyse 40-50 kişi kursa katıldı ve belgelerini aldı. O sırada tabii müfettişlerimiz okulu ziyaret ediyor senede bir veya birkaç kez. Bana Türk Milli Eğitimi adına her şeyi yapmışsın, kendin için ne yaptın dediğinde; düşündüm tabii… koca bir hiç. Bir daha ki gelişimizde kesinleşsin dediler ve gittiler. Eşimle düşündük bir öğretmenin yapabileceği ancak arıcılık olabilirdi.

Köyümüzde arısı olan Sinan amcayla 10 arı 1000 TL ye anlaştık. Müfettişler sevindiler, heyecanlandılar. Yıl 1973. O günden bugüne aralıksız devam ediyorum. Birçok arıcı dostlarım, arkadaşlarım oldu. Herkesin şikâyeti arıcılığın sahipsiz olmasıydı. Bu amaçla kolları sıvadık. 10 kişi ile  Antalya Arıcılar Birliğini (AYBİR) kurduk. Zorlandık ama başardık. En azından arıcılarımızın sözü dinlenmeye başlandı. Makul fiyatlara ihtiyaçları gideriliyordu. Arı ve arı ürünleri satılıyordu. En azından arının, balın ne olduğunu anlatan birileri vardı. Elimden geldiğince arı yetiştiriciliği, arı ve arı ürünleri yetiştirmede yararlı olduğuma inanıyorum.

Arıcı dostlarıma tavsiyelerim şunlardır ;

  1. Araştırın, inceleyin, titizlikle uygulayın. (Arı bakımında)
  2. Ürettiğiniz ürünü kendiniz tüketecek şekilde gibi üretin.
  3. Bitki bilimci olun, doğayı tanıyın.
  4. Bu işi istekle, zevkle, bilimin ışığında gençlere öğretin.
  5. Bildikleriniz sizin ile mezara gitmesin.
  6. Dünyamızın, ülkemizin arıya ve arıcılığa ihtiyacı var.

Hiçbir enzime ihtiyaç duymadan kana karışan bu müzice ye sahip çıkın. Yoksa arı olmaz ise doğa her şeyi toprağa gömer. Dünya yok olur.

                SAYGILARIMLA

EMEKLİ ÖĞRETMEN RAMAZAN ÜNLÜ

Ürünlerimiz

Arılar Neler Üretir ?

Bal

Bal, arıların çiçeklerden nektar toplamasıyla ürettikleri doğal bir tatlandırıcıdır. Arılar, nektarı kovanlarına getirir ve içerideki diğer arılar tarafından işlenir. Bal, içeriğinde çeşitli vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bulundurur. Doğal bir enerji kaynağı olan bal, tatlı bir lezzet sunar ve pek çok kültürde geleneksel olarak kullanılır. Aynı zamanda yara iyileştirici özelliklere sahip olan bal, tedavi edici bir etkiye sahiptir ve cilt bakımı için de kullanılabilir. Rafine edilmemiş, organik balın tüketilmesi sağlık açısından faydalıdır.

Polen

Arılar, çiçeklerden polen toplayarak kovanlarına taşırlar. Polen, arılar için önemli bir protein kaynağıdır ve arı larvalarının beslenmesinde kritik bir rol oynar. Ayrıca bitkilerin çoğalmasına yardımcı olmak için polenin taşınması ve yayılması da önemlidir.

Propolis

Arılar, ağaç reçinesi ve bitki materyallerinden oluşan propolis adı verilen bir maddeden üretirler. Kovanlarını sızıntılara karşı korumak ve mikropları öldürmek için kullanırlar. Propolis aynı zamanda insanlar için de sağlık açısından faydalı olabilir ve bazı geleneksel tıp uygulamalarında kullanılır.

Arı Sütü

Arı sütü, genç arılar tarafından salgılanan bir salgıdır ve arı larvalarının ve kraliçenin beslenmesinde önemli bir rol oynar. Zengin besin içeriğiyle bilinen arı sütü, insanlar için birçok potansiyel sağlık faydası sunabilir ve bazı besin takviyelerinde kullanılır.

Balmumu

Arılar, petek gözlerini oluşturmak ve kovanlarını inşa etmek için balmumu üretirler. Doğal bir mum olan balmumu, mum yapımı, kozmetik ürünler ve diğer endüstrilerde yaygın olarak kullanılır. Ayrıca balmumunun anti-enflamatuar ve antibakteriyel özellikleri vardır ve bazı cilt bakım ürünlerinde kullanılabilir.

Arı Ekmeği (Perga)

Arı Ekmeği (Perga), arıların poleni bal ve enzimlerle fermente ederek oluşturduğu besleyici bir gıdadır. Zengin vitamin, mineral ve amino asit içeriğiyle, bağışıklık sistemini güçlendirir, enerji verir ve sindirimi destekler. Arıcılıkla uğraşanlar tarafından doğal bir sağlık kaynağı olarak tüketilir.

Ünlü Arıcılık

İletişim

Emekli Öğretmen Ramazan ÜNLÜ

Ara

+90 535 272 19 42

Deniz ÜNLÜ

Ara

+90 537 716 13 64

© 2024 Tüm Hakları Saklıdır-Ünlü Arıcılık

İletişime Geç!